Tünelin ucundaki ışık kalp krizi
Bu makale yaşanmış bir hikâyeden uyarlanmıştır. Tamamı ile gerçektir.
Henüz kırk yaşında genç bir adam oluşum, yattığım kalp damar cerrahisindeki bütün doktorların konusu olmuştu. Onların dudak arası serzenişlerinden birisiydi bu. Artık genç insanlarda kalp krizi geçiriyor. Bu durum toplumumuzda ciddi yükselişler gösteriyor. Kalp damar cerrahi ana bilim başkanının da onayı ile önceki ameliyatlar içerisinde, bana öncelik tanınmıştı sabah ilk ameliyat benimki olacaktı. Geceden tüm hazırlıklarımı yaptım. Bütün vücudumu dikkatli bir şekilde tıraş ettim. Kendimi buna hazırlamaya çalışıyordum. Sakin ve moralli olmak en büyük ihtiyacımdı. Âmâ yine de tedirgindim. İnternette seyrettiğim videolar aklımı başımdan almıştı. Soğuk demir ustalarının kullandığı canavar benzeri bir aletle, insanın göğüs kemiğini kesiyorlardı. Sonra mengene benzeri bir aletle kesilen göğüs kafesini ikiye ayırıyorlardı. Ne yalan söyleyeyim videoyu izlerken korktum. Çünkü aynısı benim başıma gelecekti.
Sabah erken saatlerde bütün ailem yanımdaydı. Herkes sakin tavırlar sergileyip, bana moral vermeye çalışıyordu. Ama yaşadıkları tedirginliği, gözlerinden okuyabiliyordum. Onlara bunları yaşattığım için üzgündüm. Kalp krizi ne berbat bir şeydir kelimelerle anlatamam. Beklenen an geldi üzerime mavi bir bez geçirdiler. Hasta bakıcılar bu işleri öyle soğukkanlılıkla yapıyordu ki, doktorlar kim bilir nasıl sakindir diye düşündüm. Orada ben ve ailem dışındaki herkes çok sakindi.
Bütün vücudum, onların ellerine teslim olmuştu. Asistanlar, anestezi uzmanı ve diğer uzmanlar ameliyathanede beni hazırlıyorlardı. Her iki koluma takılan serumlar ve burnuma yerleştirilen oksijen maskesinden sonrasını hatırlamıyorum. Bundan sonrası kalp krizi, nedenleri, kalbim ve doktorlar arasındaydı.
Gözlerimi açmaya çalıştığımı hatırlıyorum. Işıklı bir ortamda yatıyordum. Saat tam karşımdaydı ve dokuzu gösteriyordu. Kendi kendime düşündüm. ’Galiba ölmemişim yaşıyorum ’Dakikalar geçtikçe kendime gelmeye başladım. Ameliyat yerimde ufacık bir ağrı, sızı yoktu ama vücudumun her yerinden hortum lar çıkıyordu. Boğazımdan mideme kadar inen bir aparatı ilk önce çıkardılar sonra karın boşluğumdan, ciğerlerime kadar giden üç hortumu aldılar. Boynumda burnumda ve kollarımdaki hortumlar duruyordu. Çok susamıştım. Bir genç doktor yanıma yaklaştı. ’Sabah ameliyatında bende vardım. Geçmiş olsun ama çok uğraştırdın bizi. Solunumun durdu. Seni yaşam ünitesinde uzun bir süre tutmak zorunda kaldık. ’Çok susadım doktor bey biraz su lütfen ’Güldü. İşine hâkim tecrübeli bir doktordu. ’Yok sana su. Sabah bizi çok yordun sen cezalısın’ dedi gülerek. Yanımdan uzaklaşırken düşündüm. Ölebilirmişim de ama çok garip hiç tünel ve ışık gibi şeyler görmedim. Demek ki yalanmış.